Otantik Hareket Hakkında
Otantik hareket, bilincin farklı seviyeleri arasında bilgi akışını sağlayan bir yöntemdir. Duygular, düşünceler, adını koyamadığımız bir takım dürtüler, hisler ve sezgiler...
Kimi zaman bize ait, kimi zaman kolektiften gelen... Bir seviyede birbirlerini görmediklerinde, okumadıklarında huzursuzluk, çatışma ve yabancılaşmaya dönüşen... Akış içinde olduklarında ise, kendi yaratma kabiliyetimizi bize derinden hissettiren.
Otantik Hareket (Authentic Movement) 1940’larda Mary Starks Whitehouse tarafından, Jung’un 'Aktif İmajinasyon', 'Sembolik İfadelendirme', 'Senkronizasyon' ve 'Kollektif Bilinç' kuram ve prensipleri temel alarak geliştirilmiş, psikodinamik psikoterapi, grup terapisi, oyun terapisi ile beraber Budizm ve Şamanizm gibi mistik pratiklerden unsurlar içeren bir yöntemdir. Janet Adler ve Joan Chodorow bu yöntemin zaman içinde bir 'disiplin' olarak sistematik bir şekilde yapılanmasında belirgin katkılarda bulunmuşlardır.
Otantik Hareket bugün, dans ve hareket terapisi başta olmak üzere, sanat terapileri ve beden odaklı terapilerde ve yaratıcı performans alanlarında, kişisel öğrenme ve süreçlerinde, beden ve hareketin farklı bilinç seviyeleri arasında bir köprü olarak kullanıldığı bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Kimi zaman bize ait, kimi zaman kolektiften gelen... Bir seviyede birbirlerini görmediklerinde, okumadıklarında huzursuzluk, çatışma ve yabancılaşmaya dönüşen... Akış içinde olduklarında ise, kendi yaratma kabiliyetimizi bize derinden hissettiren.
Otantik Hareket (Authentic Movement) 1940’larda Mary Starks Whitehouse tarafından, Jung’un 'Aktif İmajinasyon', 'Sembolik İfadelendirme', 'Senkronizasyon' ve 'Kollektif Bilinç' kuram ve prensipleri temel alarak geliştirilmiş, psikodinamik psikoterapi, grup terapisi, oyun terapisi ile beraber Budizm ve Şamanizm gibi mistik pratiklerden unsurlar içeren bir yöntemdir. Janet Adler ve Joan Chodorow bu yöntemin zaman içinde bir 'disiplin' olarak sistematik bir şekilde yapılanmasında belirgin katkılarda bulunmuşlardır.
Otantik Hareket bugün, dans ve hareket terapisi başta olmak üzere, sanat terapileri ve beden odaklı terapilerde ve yaratıcı performans alanlarında, kişisel öğrenme ve süreçlerinde, beden ve hareketin farklı bilinç seviyeleri arasında bir köprü olarak kullanıldığı bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Uygulama Yöntemleri
Temel uygulama şekli, bir kişinin, tercihen gözü kapalı olarak, eğitimli bir tanık eşliğinde ve tanımlı bir zaman dilimi içinde, içinden gelen bir dürtü, fiziksel bir his veya hareketi takip etmesidir. Hareket süresi sonunda, hareket sırasında canlanmış olan duygu, his, anı, öykü, imajinasyonu sözel veya görsel olarak ifade etmesini içerir. Yine tercihe bağlı olarak; sessiz kalmak, sadece kendini dinlemek, yazıya dökmek veya resmetmek her zaman bir seçenektir. Kişi isterse, kendisi için o alanı ve zamanı tutmuş olan tanıktan, tanıklık isteyebilir. Somut olarak kendisinde kalan hareket ‘AN’larına dair, tanıkta canlanmış olan his, anı, öykü, imajinasyonu tanığından dinler.
Yorum, yargı veya analiz değil, o ‘AN’lara ait olanları yine tercihe bağlı olarak, beraber yorumlama, değerlendirme ve anlamlandırma ve bilinçli zihin ile entegrasyonu içerir. Grup formatında, grubun bir tanık eşliğinde hareket etmesi, sırasıyla hareket eden ve tanıklık rollerini deneyimlemesi gibi versiyonlar ile uygulanabilir.
Yorum, yargı veya analiz değil, o ‘AN’lara ait olanları yine tercihe bağlı olarak, beraber yorumlama, değerlendirme ve anlamlandırma ve bilinçli zihin ile entegrasyonu içerir. Grup formatında, grubun bir tanık eşliğinde hareket etmesi, sırasıyla hareket eden ve tanıklık rollerini deneyimlemesi gibi versiyonlar ile uygulanabilir.
Uygulama Akışı
Hareket süresi ve alanı tanımlanır. Hareket süresi 3 ila 20 dakika arasında değişebilir. Hareket eden kişi belli bir konuya veya sadece içinde bulunduğu ana odaklanır. O anda hissettiği fiziksel hisleri veya dürtüleri takip eder. Hareket sırasında tercihen gözler kapalıdır. Kişi istediği an gözlerini açabilir. Tanık bu süre içinde, izleyici konumundadır. Canlanan hareketlerin veya duruşların kendi içindeki yansımalarını takip eder. Zamanı ve alanı tutar. Gözler kapalı hareket esnasında, ihtiyaç olduğu takdirde, hareket eden kişiyi fiziksel alan sınırları ile ilgili uyarabilir. Hareketine daha yavaş veya gözlerini açarak devam etmeye davet edebilir.
Hareket süresi sonunda, hareket eden kişi bu süre içinde gerçekleşen hareketler, onlara eşlik eden duygu, düşünce ve imajları sözel olarak paylaşmaya davete edilir. Bu paylaşım tamamen tercihe bağlıdır. Hareket eden kişi sessiz kalmayı tercih edebilir. Eğer kişi kendi somut hareket deneyimlerini paylaşmış ise, tanıklık almayı isteyebilir. Tanık, somut olarak tarif edilen anlara dair bir tanıklığı var ise, o anda kendisinde canlanan duygu, düşünce ve çağrışımları sözel olarak aktarır. Bu aşamada, tanığın yorum, yargı veya analizden arınmış sadece kendi yaşantıları ifade etmesi, ve eğer o anda canlanan yorum ve yargılar var ise, bunları kendi yaşantıları olarak sahiplenerek paylaşması önemlidir.
Tanıklık sonrası, hareket eden kişi arzu eder ise tanığa sorular sorabilir veya tanıklık sırasında canlanan farklı yaşantılar var ise onları paylaşabilir. Ve bunun üzerinde hareket eden kişi ve tanık arasında serbest bir diyalog gerçekleşebilir.
Hareket süresi sonunda, hareket eden kişi bu süre içinde gerçekleşen hareketler, onlara eşlik eden duygu, düşünce ve imajları sözel olarak paylaşmaya davete edilir. Bu paylaşım tamamen tercihe bağlıdır. Hareket eden kişi sessiz kalmayı tercih edebilir. Eğer kişi kendi somut hareket deneyimlerini paylaşmış ise, tanıklık almayı isteyebilir. Tanık, somut olarak tarif edilen anlara dair bir tanıklığı var ise, o anda kendisinde canlanan duygu, düşünce ve çağrışımları sözel olarak aktarır. Bu aşamada, tanığın yorum, yargı veya analizden arınmış sadece kendi yaşantıları ifade etmesi, ve eğer o anda canlanan yorum ve yargılar var ise, bunları kendi yaşantıları olarak sahiplenerek paylaşması önemlidir.
Tanıklık sonrası, hareket eden kişi arzu eder ise tanığa sorular sorabilir veya tanıklık sırasında canlanan farklı yaşantılar var ise onları paylaşabilir. Ve bunun üzerinde hareket eden kişi ve tanık arasında serbest bir diyalog gerçekleşebilir.
Temel Prensipler
Tüm süreç hareket eden kişiye hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır. Hareket eden kişi için, hareket sonrası konuşmak veya tanıklık istemek tercihe bağlıdır. Aynen hareket ederken gözlerini açık tutmak ve kapamak için olduğu gibi. Tanık sadece hareket eden kişi tarafından bahsedilen fiziksel hareket anları ile ilgili konuşur, eğer farklı bir hareket gerçekleşmiş olsa dahi, o anlara dair konuşmaz. Önemli olan, hareket eden kişinin, bilinç seviyesinde kullanabileceği verilerin ulaşılabilir olmasını sağlamaktır. Hareket eden kişinin, hareket sırasında illa ki tanığın önünde veya görülebilir bir alanda olması gerekmez. Tanığın görüş alanı dışında kendisine ait bir alan bırakılması önemlidir… Hareket sonrası sözel ifadelendirme ve tanıklık paylaşımları ‘şimdiki zaman dili’ üzerinden gerçekleşir. İlk aşamada tanık ve süreç içinde hareket eden kişinin de bu formatta konuşması hedeflenir.
Tüm bu prensipler, uygulamanın güvenli ve fonksiyonel, yani kişinin amacına hizmet eden bir deneyim olması için belli bir disiplin olarak uygulanır.
Tüm bu prensipler, uygulamanın güvenli ve fonksiyonel, yani kişinin amacına hizmet eden bir deneyim olması için belli bir disiplin olarak uygulanır.
Çalışma Mekanizması
Gözü kapalı olmak, zihnin aktif olduğunda görülemeyen veya kullanılamayan verilere ulaşılmasını ve bu verilerin o an içinde canlı ve yaşayan bir organizma olarak kişi için hareketle beraber yeniden şekillenmesini sağlar. Bedensel dürtüleri izlemek ve hareket, sinir sistemi içinde yatay ve dikey (Merkezi-Otonom-Çevresel-Somatik) seviyelerde bilgi akışının aktif olmasını sağlar. Tüm bu akışın gerçekleşmesindeki en önemli unsur, hareket sırasında eşlik eden tanıktır. Tanık bilinçli zihni, alanı ve zamanı tutan rolündedir. Tanıkla güvenli bir ilişki kurulmuş olması, hareket eden kişi için egonun izleyici konumda kalmasını, doğru-yanlış, anlamlı-anlamsız gibi kodlamalara gerek olmadan, kategorize etme, karar verme, tepki verme ihtiyacı olmadan, bilgi akışının serbest bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Ve bu aşamada veri akışı bilincin pek çok katmanı arasında, çok boyutlu ve yönlü olarak gerçekleşir.
Veri akışının serbest bir şekilde olması, bir şekilde öğrenilmiş algılama ve yorumlama patternlerinin ötesinde, farklı verilere de ulaşım sağlar. Günlük hayatı devam ettirmek için kaçınılmaz ve aynı zamanda sağlıklı olan kısa yollar, koşullanmalar ve öğrenilmişliklerin ötesinde bir yaşantıya dair tüm kayıtlara ulaşabilmek mümkündür. Bazen de daha önce ani veya beklenmedik bir yaşantı sırasında proses edilememiş verilerin serbest kalması ve yeni kombinasyonlarda buluşmasına olanak sağlar. Bu süreç, travma etkisi yaratmış olan deneyimler için olabildiği gibi, bilinç seviyesine ulaşamamış içten gelen bir sezgi yani ilham için de geçerli olabilir. Hareket ile yeni sinaptik bağlar oluşması, daha önceki kayıtların farklı şekillerde yeniden düzenlenmesi, yani bilgi olarak işlenmesi mümkün hale gelir. Ayrıca, yine serbest veri akışı sayesinde, daha önce bilinç seviyesinde fark edilmemiş ve daha çok bilinç dışı algı seviyesinde sinir sistemi tarafından kayıt edilmiş verilerin sistem tarafından bilinç seviyesinde algılanmasını mümkün hale getirir.
Özetle, hareket eden kişi için, sadece hareket aşamasında, daha önceki deneyimlerin farklı şekillerde yorumlanmak için yeniden açığa çıkması, farklı ve yeni şekillerde yorumlanması, algılanması veya daha önce kullanılamamış olan kaynakların kullanılabilir hale gelmesini sağlayan bir süreç devreye girer.
Benzer bir süreç, tanık için de geçerlidir. Tanık olduğu hareket, dışarıdan bir uyaran olarak, tanığın kendi sisteminde ilişkili olabilecek kayıtların aktive olmasını sağlar. Dışarıdan bakıldığında aynı yaşantının iki farklı kişi tarafından farklı olarak algılanması gibi, bu süreçte de, aynı fiziksel fenomenin, farklı algılanma ve yorumlanma seçenekleri tanık üzerinden sürece dahil olabilir. Bu durum, tanıklık istendiğinde ve tanık kendi deneyimini sözel olarak aktardığında gerçekleşir.
Tanığın varlığının bir diğer fonksiyonu da, hareket eden kişi için güvenli alan yaratması, ilk başta belirtilen bilgi akışının serbest olarak gerçekleşmesini sağlamaktır. Buna ilave olarak, hareket eden kişi ve tanık arasında, devam eden bir uygulama sürecinde, zaman içinde gelişen ilişkinin, hareket eden kişinin görülme ve kollanma gibi ihtiyaçlarını karşılayan bir dinamik olarak, bağlanma tarzının yeniden düzenlenmesi ve güvenli bağlanma için yeni sinaptik bağlar oluşması üzerinde de etkisi olduğu bilinmektedir.
Veri akışının serbest bir şekilde olması, bir şekilde öğrenilmiş algılama ve yorumlama patternlerinin ötesinde, farklı verilere de ulaşım sağlar. Günlük hayatı devam ettirmek için kaçınılmaz ve aynı zamanda sağlıklı olan kısa yollar, koşullanmalar ve öğrenilmişliklerin ötesinde bir yaşantıya dair tüm kayıtlara ulaşabilmek mümkündür. Bazen de daha önce ani veya beklenmedik bir yaşantı sırasında proses edilememiş verilerin serbest kalması ve yeni kombinasyonlarda buluşmasına olanak sağlar. Bu süreç, travma etkisi yaratmış olan deneyimler için olabildiği gibi, bilinç seviyesine ulaşamamış içten gelen bir sezgi yani ilham için de geçerli olabilir. Hareket ile yeni sinaptik bağlar oluşması, daha önceki kayıtların farklı şekillerde yeniden düzenlenmesi, yani bilgi olarak işlenmesi mümkün hale gelir. Ayrıca, yine serbest veri akışı sayesinde, daha önce bilinç seviyesinde fark edilmemiş ve daha çok bilinç dışı algı seviyesinde sinir sistemi tarafından kayıt edilmiş verilerin sistem tarafından bilinç seviyesinde algılanmasını mümkün hale getirir.
Özetle, hareket eden kişi için, sadece hareket aşamasında, daha önceki deneyimlerin farklı şekillerde yorumlanmak için yeniden açığa çıkması, farklı ve yeni şekillerde yorumlanması, algılanması veya daha önce kullanılamamış olan kaynakların kullanılabilir hale gelmesini sağlayan bir süreç devreye girer.
Benzer bir süreç, tanık için de geçerlidir. Tanık olduğu hareket, dışarıdan bir uyaran olarak, tanığın kendi sisteminde ilişkili olabilecek kayıtların aktive olmasını sağlar. Dışarıdan bakıldığında aynı yaşantının iki farklı kişi tarafından farklı olarak algılanması gibi, bu süreçte de, aynı fiziksel fenomenin, farklı algılanma ve yorumlanma seçenekleri tanık üzerinden sürece dahil olabilir. Bu durum, tanıklık istendiğinde ve tanık kendi deneyimini sözel olarak aktardığında gerçekleşir.
Tanığın varlığının bir diğer fonksiyonu da, hareket eden kişi için güvenli alan yaratması, ilk başta belirtilen bilgi akışının serbest olarak gerçekleşmesini sağlamaktır. Buna ilave olarak, hareket eden kişi ve tanık arasında, devam eden bir uygulama sürecinde, zaman içinde gelişen ilişkinin, hareket eden kişinin görülme ve kollanma gibi ihtiyaçlarını karşılayan bir dinamik olarak, bağlanma tarzının yeniden düzenlenmesi ve güvenli bağlanma için yeni sinaptik bağlar oluşması üzerinde de etkisi olduğu bilinmektedir.